Sabure ve Murtaza, Malatya’nın dağ köylerinden birinde yaşamaktadır. Sabure yıllar önce iki gözünü de kaybetmiştir. Kocası Murtaza ona bakmaktadır. Çocukları İstanbul’da yaşamaktadır. Murtaza bir gün kasabaya inip bakkaldan İstanbul’daki kızını telefonla arar ve çok hasta olduğunu öğrenir. Sabure’ye kızının durumunu söylemeden İstanbul’a gider. Ancak kızı o akşam ölür. Murtaza, Sabure’nin de hastalanmaması, üzülmemesi için ondan kızının öldüğünü gizler. Ama Sabure gitgide sessizleşmekte, zamanla yalnızlığı ve umutsuzluğu gün yüzüne çıkmaktadır.
Sabure and Murtaza live in a village up in the mountains of Malatya. Sabure lost her sight years ago, and Murtaza takes care of her. Their children live in Istanbul. One day, Murtaza calls Istanbul from the grocer in a nearby town and hears that their daughter is ill. He returns to the village, but doesn't tell Sabure about their daughter. He leaves for Istanbul on his own. Selvi, their daughter, dies that same day. Murtaza keeps lying to Sabure, and she becomes increasingly withdrawn. A few months later, workers come to the village to pick apricots. With their arrival, Sabure's agony becomes tangible. Murtaza is at a loss and keeps lying. When the workers are gone, Sabure again retreats from the world and soon breathes her last breath. To ease his conscience, Murtaza buries her in secret.
Türkçe
English