Kitabında kaleme aldığı cinayetler yakın geçmişte işlenen cinayetlerle birebir örtüşen Yiğit Dağlı, imza gününde sorguya alınır. Yiğit Dağlı konuşmayı kabul eder, ancak tek bir şartla: Sorgulama, görevden uzaklaştırılmış bir polis olan eski eşi Burcu tarafından yürütülmelidir.
Yiğit Dağlı ve sorgu ekibi arasındaki psikolojik savaş devam ederken kitaptaki altıncı cinayet de ortaya çıkar. Ekip kitaplarda yer alan çizimlerin arka planını araştırmaya başlar.
İş insanı Avni Behiç evinde ölü bulunur. Olay anında sadece ailesi evdedir. Hepsinin cinayet işlemek için kendince sebepleri vardır ve hepsi birbirini suçlamaktadır.
Yiğit, sorgu odasına Avni Behiç'in koltuğunu getirerek şüpheliler üzerinde psikolojik baskı kurmayı planlar. Sorgu devam ederken ekip, cinayetin arkasında daha karmaşık bir hikâye olduğunu fark eder.
Nerede ve ne zaman patlayacağı belli olmayan üç bomba… Polis dışarıda zamana karşı yarışırken ekip içeride şüphelinin zihnine sızmaya çalışır.
Sorgu masasında zamana karşı yarış tüm hızıyla sürmektedir. Bombaların yerini öğrenmek için şüpheliyle onun dilinden konuşmak gerekir, ancak Yiğit artık oyun dışıdır.
Eski millî boksör ve olimpiyat şampiyonu Balyoz Arif, eşi Hande'nin kaybolmasından dolayı gözaltına alınır. Öfke kontrol problemleri olan Arif sorgu altında zor anlar yaşar.
Ekip, bir depoda ölmek üzereyken bulunan Hande ile konuşur. Kimin doğruyu söylediğini bilmedikleri bir ayrımda kalan sorgu ekibi, sorgu alanını genişletir ve tüm tanıkları tekrar sorgular. Yiğit'in ise başka bir teorisi vardır.
Burcu'nun geç kaldığını duyan ve diğerlerinin aksine bunun onluk bir hareket olmadığını bilen Yiğit endişelenir. Kısa sürede tüm ekip, bu endişelerinin yersiz olmadığı anlar.
Aras, Yiğit ve Burcu'yu geçmişleriyle yüzleştirmeye devam eder. Bu sırada zamanla yarışan ekip, Aras'ın geçmişini incelemeye ve onun yerini tespit etme çalışmalarına devam eder.