İstanbul’da çıkan büyük yangınla Sara’nın evi kül olurken, köşkün kalabalığı kalıcı olarak artar. Bu ani gelişme Aniesi ve Cevat’ın gidiş planlarını altüst eder. İsmet’in yükü daha da ağırlaşırken Cevat’la yeni bir hayat kurma planları da suya düşen Aniesi kendini her zamankinden çaresiz bir halde bulur. Cevat ise aklındaki sorularla vedalaşamaz. Görünürde her şey toparlanmış gibidir ama gözlerinde hâlâ cevapsız kalan soruların izleri vardır. Ayşe, Rozali’nin adada olduğunu öğrenince büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Bu sarsıntı Müjgan’la dostluğunu da derinden etkiler. Öte yandan İsmet, ailesinin huzurunu sağlamak için yeni yol arayışına girer. Asım’ın Rozali’ye olan ilgisi artık gizlenemez hale gelirken evde herkes sırtında başka bir yük taşımaktadır: Kimisi vicdanında, kimisi kalbinde...
As a large fire breaks out in Istanbul and Sara's house turns to ashes, the mansion's crowd permanently increases. This sudden development upsets Aniesi and Cevat's departure plans. While İsmet's burden grows heavier, Aniesi's plans to start a new life with Cevat also fall through, leaving her feeling more helpless than ever. Cevat, on the other hand, cannot bid farewell to the questions in his mind. Everything seems to have settled on the surface, but the traces of unanswered questions still linger in his eyes. When Ayşe learns that Rozali is on the island, she experiences great disappointment. This shock deeply affects her friendship with Müjgan as well. Meanwhile, İsmet seeks new ways to ensure his family's peace. As Asım's interest in Rozali becomes undeniably obvious, everyone in the house carries a different burden: some in their conscience, some in their hearts...